2/24/2007

Sirin Kahvalti Sofrasi


Bu dort kisilik tatli kahvalti soframiz gecen carsamba Deniz'in evinden..Ev sahibi kahvaltiliklari,gelenlerde bir cesit usulu yine..Ben salata yaptim,tarifi kalimeero'dan

Bazi evler vardir ki icitiniz su bardagindan,yumurtaliklara kadar hersey sirindir.Bizim Phoenix'te Halide'nin evi de oyleydi,keske blogumu o zamanlar acsaymisim ne cok malzeme vardi orda:)Deniz'in evi de misafirperverligi de,masasi da oglu da bir o kadar sirindi:)

Kurabiyeler Esma'dan

2/22/2007

Aranan haklar ve sonuclar


Gecen gun yasadigim bir olay uzerine eve yorgun ama zafer kazanmis edasinda gelip msn'de bir arkadasimla konusmaya basladim,ben anlattim o dinledi.Insanin hayatinda bazi anlar vardir ki sanki disardan siradanmis gibi gelir ama cok anlamlar icerir.Ne bilim cok acsinizdir,teklif edilen bir sahanda yumurta sizi cok sevindirir,yada cok siradan bir lafa cok gucsuz kaldiginiz anda ihtiyaciniz vardir,biri size guzel bir iltifat ediverir..

Bende arkadasimla olanlari konusurken aslinda siradan bir msn yazismasinin bazen ne denli anlamli olabilecegini farkettim..Msn'de konusulan hikayeyi sonucunu alinca yazicam siteye insallah..Ama asil anlatmak istedigim sunlar;

Gecenlerde Lavantinin sayfasinda sunlari okuyordum ki ayni gun basimdan cok maceralar gecti..Olay size yapilan herhangi bir haksizliga karsi biseyler yapabilmek..Demeliyim ki benim ve ablamlarin kanimizdan mi huyumuzdan mi gelen boyle bir ozelligi var.Haksilik kime yapilirsa yapilsin sessiz kalamamak!Her yaz bir araya geldigimizde sene icinde olan sikayetlerimiz ve nasil sonuc aldiklarimiz konusulur:)Konusma aralarinda aferin iyi demissin,iyi yazmissin,bak su yaptigina adamin gibi bagrislar esliginde..

Haksiliga hic tahammul edemeyen ben-biz her zaman gerekli yerleri bulup sikayetimizi dile getirip,zafer kazanmis edasinda dolasmisizdir..Iste fikir vermesi acisindan bir kaci..

Amerikadaki ikinci senemiz,ben 8 aylik hamile,canim sandivic istiyor,istedigini secip yaptirabilecegin bir yer,her zaman yaptigim gibi kiza et yemedigimi,veteryan oldugumu(cunku Amerika'da disardan et yememeyi tercih ediyorum) eldivenlerini degistirmesini ve kesmek icinde temiz bicak kullanmasini istiyorum.Garip bir sekilde ufluyor,pufluyor,onemsemiyorum..Sandivici tamamlayip bitirince her zaman kullandigi bicakla kesiyor ekmegi!Esim parayi odemis,diyorum ben bunu yiyemem,garip gulumsemeler..Parami iade edin,edemeyiz gibi soylemler..Magzanin mudurunu gormek istedigimi soyluyorum,yuz ifadeleri degisiyor,ozur diliyor,kadinin orda olmadigini soyluyor ve parami iade ediyor.Ama ben napiyorum,her yerde subesi olan bu magzanin internetten adresini bulup sikayetimi ve olanlari yaziyorum o gun ku yamuk yumuk ingilizcemle,3 hafta sonra cevap geliyor postadan,ozur mektubu,bedava sandivic kuponlari,kizin isten cikarildigina dair bilgi..

Sadece burdami,1998 senesi Istanbul'dan Konya'ya gidiyoruz ablamla.Arkada birileri sigara iciyor,yasak yeni baslamis,sofere gidip rahatsiz oldugumu soyluyoruz,yaaa abla iste gibi laflar..10 saatlik yolculuk zindan oluyor,bir kere daha gidiyoruz sofere,muavine soyluyor git soyle diye.Muavin gidip surdaki iki bayan sizin sigara icmenizden rahatsiz olmus diyor!!Kadin basliyor bagirmaya,edepsizce..Muavin guluyor,soferden ses yok..Iner inmez basliyoruz aramaya,Esenler otogari,sigarayla savasanlar dernegi vs..Sonunda buluyoruz Karakoyde'ki otobus isletmelerinin muhatabimiz oldugunu,yaziyoruz bir dilekce ,icine bletlerimizide ekleyip,netice bekledigimizi soyluyoruz.Bir hafta sonra telefon aliyoruz sikayetimiz uzerine otobus sirketi bir hafta sureyle kapatma cezasi aliyor..

Daha binlercesi,ve bunlar sadece benimkiler..Ablamlarin hikayeleride bir o kadar onemli..
Aslinda sartlar ve yerler degisse de muhatabi bulduktan sonra mutlaka bir sekilde dile getirmek yazmak lazim.Yapilanlarin kucuk de olsa,bazen kulaga acimasiz da gelse aslinda ,butun bunlarin herseyi bir gun duzelticegine,sizin olmasa bile baska birinin isine yarayacagini inanarak yapmamiz umuduyla..

Resim www.seateachers.com sitesinden alinmistir

2/13/2007

Iki tarif ve gunlerden en guzel bir gun

Mercimek Salatasi

Dogum gununden iki tarifle burdayim.Mercimek salatasi bizim Phoenix'te Arzuhan'in salatasidir ,cok meshur ve guzeldir,ben biraz degistirerek yaptim.

1 bardak yesil mercimegi hasladim,suzdum.Salata malzemesi olarakta havuc rendesi,kuru sogan,misir,maydonoz ve dereotu katip,limon zeytinyagi tuz ile sosladim.

Peynirli ve Ispanakli Kis


Tarif Selin'e ait,ben hazir taban kullanip,kuru sogan yerine taze sogan ekledim,bu tarif cok kolay,lezzetli,sik ve saglikli.

Vee arkadaslar en guzel haber simdi,iki gundur oyle cok mutluyum ki,belki son alti aydir boyle mutlu olmamistim desem yeridir:)Sabahlari erkenden uyaniyor ve sevincten uyuyamiyorum,annem vizeye basvurdu ve 10 yillik vize vermisler.Insaallah en kisa zamanda yanimiza da gelmesi nasip olur.Darisi butun anne hasreti ceken arkadaslarin basina..

2/10/2007

Elif Safak ve biz anneler..


Yaziyi cok begendim.Anneligin ne zor ama ne keyifli oldugunu dusunup,zor bir isi yapiyor olmanin verdigi hazzi sizlerle paylasmak, biraz da keyiflendirmek istedim:)

Bende daha tam bugun bir arkadasima,artik eskisi kadar zeki olmadigimi,beynimin yaslandigimdan mi,yoksa son yillarda yeteri kadar yormadigimdan mi(ya da farkli seylere yordugumdan mi) eskisi gibi olmadigini farkettigimi anlatiyordum:)Aslinda guldugume bakmayin,biraz dertliyim bunlardan,eskiden bilimden kimyadan ne cok zevk alirdim simdi iyce unutmaya yuz tutuyor bilgilerim,baya icleniyorum.Ilim,cocuk,evlilik,hayat hepsi emek,gayret istiyor iste..Elif Safak bile anne olunca boyle olmussa(-ki bu kotu bisey degil) amaan Hulya cok uzulme dedim kendime:)

Ev kadınlığı ve ben
Yeni anne olup da ara sıra dışarı çıkabilmeye cüret ve niyet eden, hâlâ eski hayatına devam edebileceğini zanneden her 'gafil' kadının çok erkenden keşfedeceği üç temel nokta olsa gerek.
Bir: Dışarı çıkabilmek için önce acilen bir bakıcı bulmalısınız. İki: Bakıcı bulsanız bile içiniz rahat etmeyeceğinden siz gene evde paşa paşa bakıcıyla oturursunuz. Üç: Evde de kuralları ve gündelik hayatın ritüelini siz değil, bakıcı belirler, ne zaman ne yapılacağını o tayin eder.

Hal böyle olunca ben de son zamanlarda bakıcıların en cevvali, en tatlı dillisi Fikriye ile bol bol vakit geçirir oldum. Ve onun sayesinde bu memlekette binlerce ev kadınının hiç aksatmadan her sabah, her öğle, her akşam tıkır tıkır yerine getirdikleri birtakım alışkanlıkları ve bilhassa popüler kültür kanallarını keşfediyorum. Fikriye, aynı anda beş ayrı iş yapabilen o maharetli Türk kadınlarından! Aynı anda bir eliyle bebeği sallayıp, bir eliyle ütü yaparken bir yandan da televizyona laf yetiştirip dizideki kötü adama söylenebiliyor mesela. Ya da hem fasulye ayıklayıp, hem ocakta bir şeyler kaynatıp hem de o esnada omuzuna yerleştirdiği bebeğin gazını çıkartabiliyor. Bir saniye bile boş durmuyor, boş durmanın ne demek olduğunu bildiğini dahi sanmıyorum. Elleri, parmakları, bedeni sürekli iş yapmaya alışmış. Yaşamak demek çalışmak demek.

Ben saygıyla bir kenardan izliyorum Fikriye'nin hummalı faaliyetlerini. Ara sıra bana dönüp, "Ya, bebek bakmak roman yazmaya benzemez. Yazar olmaktan bile daha zor valla ev kadınlığı." diyor. Ben, boynum kıldan ince, seve seve kabulleniyorum bu saptamayı. Fikriye haklı, roman yazmak bebek bakmaktan kolay. Yedi kitap yazdım bugüne kadar, yedisinde de zor, alabildiğine yoğun ve çetrefil bir dönem geçirdim. Ama bebek bakmanın yanında hepsi çocuk oyuncağı. Yedi bebek baktığımı tahayyül bile edemiyorum.

Batı kültürü "multi-tasking" (aynı anda çok iş yapmak) kavramını tartışadursun, Fikriye bu meseleyi çoktan çözmüş. Ve ne kadar çok işi aynı anda yapıyor olursa olsun, hiç şaşmadan bir taraftan da televizyon izlemeyi ihmal etmiyor. "Taksi şoförleri için radyo neyse, biz ev hanımları için de televizyon o." diyor bilgece. Böylece Fikriye ile ben, kucakta bebek, elde kumanda her sabah diziliyoruz televizyon karşısına. Fikriye, hafta içi her gün hangi kanalda hangi program var şıp diye biliyor. Önce bir uzaktan kumandayla tek tek kanallar dolaşılıyor. Bebeğim olana kadar televizyon pek seyretmeyen, hele hele gündüz kuşağından tamamen bihaber olan bendenizi bir güzel bilgilendiriyor uzun uzun. Hangi dizide en son ne oldu, hangi yarışma programının özellikleri neler, hangi programda en son kimin en mahrem sırları ifşa edildi, hangi ünlü şarkıcı kiminle kol kola, el ele yakalandı, Fikriye'nin sayesinde hepsini biliyorum artık. Gün boyu sırf kadınları, daha doğrusu ev hanımlarını hedef alan ve illa ki ya 'aşk-ihanet' ya da 'acıma-acındırma-ağlatma' ya da 'çekiliş ve hediye kampanyası' fikrine dayalı onlarca programı ben de yakından takip ediyorum artık. Fikriye'nin bana öğrettiği bir 'kadınlık kültürü' bilgisi daha var: Bu programlar katiyyen sessiz izlenmemeli. İzlerken muhakkak konuşmak, haklarında yorum yapmak lazım. Bir yandan izleyip bir yandan da laf yetiştiriyoruz ekrana. Hafta sonları ayrı kaldığımızda bazen telefonlaşıp önümüzdeki haftanın dizileri hakkında tahminler yürütüyoruz.

Ben bu tempoda aheste revan yaşayıp giderken nicedir Amerikalı yayıncım arıyor New York'tan. "Edebiyat, hermeneutics (yorumbilim) ve Eurocentiricism (Avrupamerkezcilik)" ekseninde bir kitap için bir makale yazmamı istiyor. İlgilenip ilgilenmediğimi soruyor. Kalakalıyorum. Gıkım çıkmıyor. Eskiden olsa seve seve kabul edeceğim bu teklif karşısında suskunum. Diyemiyorum ki, "ne hermeneutics'i ne Avrupamerkezciliği ne edebiyatı, ben şu anda elde çay kucakta bebek, Meriç bilmemkimin Ahu Tuğba ile romantik yakınlaşmalarını izliyorum televizyonda."

Telefonu kapayınca, "Sen çık bir hava al, bak rengin soldu, yazarlığını filan unuttun, alışkın değilsin ev kadınlığı hayatına." diyor Fikriye. Haftalar sonra ilk defa bebeği bırakıp dışarı çıkıyorum.

Elif Safak
14/11/2006

Resim www.geocities.com 'dan alinmistir

2/06/2007

Mim'le gelen gizli gercekler:)


Bizim internet baglanmis ben daha sesimi cikarmamisken bloglarda geziyorum,bizim ekip birbirini mimliyor,her gun yeni birisi.Dedim su ortalik bir durulsun ben yeni yazimi yazarim.Ama lama gecmis postuna ,ben donunce mimledim Hulya seni diye ekledi,birde kalimeero Hulya benim icin hep mimli diyince benimde yazmam gerektigi belli oldu..

Aslinda bilinmeyen yonlerimizi mi anlatmamiz gerekiyor,tam emin olamadim,iste birkac ozel bisey.

*Dostluklara cok onem veriyorum,taa ortaokuldan,liseden universteden calistigim zamanlardan kalan butun arkadaslarimla nerdeyse dort yildir Amerika'da yasiyor olmama ragmen gorusuyoruz,paylasiyoruz.Cok guclu iliskiler kuran,bunu devam ettirme adina gayret gosteren,onemseyen biriyim..
*Olaylardan cok insanlardan cok seyler ogreniyorum,bazen urkuyorum..En sevdigim sey samimane,yanlis anlasilicagini dusunmeden paylasmak,elestirmek,tartismak..Ama yasim ilerledikce,eski geclik zamanlarimda yaptigimiz cesur konusmalari,cilgin beyin firtinalarini cok ozluyorum..Bilmedigim konularda kesinlikle konusmam,bildigim dogruda olsa ustelemem..Bir ortam gergin olmussa aglayasim gelir..Laf agizdan bir kere cikar lafindan cok korkarim,soylenmis sozlerden yillar gecssede ustesinden gelemedigim olur..
*Her anne gibi annem cok ozel.11 yasinda babami kaybedince annem 4 kizinida okutmak icin cok gayret etti.Butun ablalarim cok iyi yerlerdeler simdi..Annem cok guclu ve bir o kadar da akilli biri.Tek istegim annem kadar olabilmek..Birde siradisi bir kayinvalidem var ki annemle ayni baslikta yazabilirim O'nu.Oyle anlayisli,oyle yardimsever,oyle candan biri ki,herhalde birinin hayir duasini almisim bekarken diyorum:)
*Sabirsiz-dim.Sabirli insanlara da cok imrenirdim.Esim cok sabirlidir.3,5 yildir baya birseyler ogrendim sabir adina O'ndan,seviniyorum:).Hayatimin en keyifli,en masum,en guzel zamanlari lise yillarinda gecti,simdi o yillari ortak paylastigim esimle birlikte konusmaktan inanilmaz zevk aliyorum.
*Sicak,neseli biriyim.Olaylarin altine kolaylikla elime sokar,ustesinden gelirim.Aldigim vazifeleri vaktinde ve tamtamina yerine getirmek cok onemlidir benim.Olaylar,ortamlari hemen analiz ederim.Kitaplar dunyama cok seyler katmis-katiyor.Bu ulkede artik istedigim kitap'i okuma ve anlama luksum oldugu icin cok mutlu oluyorum ama en sevdigim yazar kim derseniz tek cevabim olur peyami safa.
*3 tane ablamla cok guzel gunler gecirdik,simdi ucumuz ayri ayri yerlerdeyiz.Hayalimiz bir gun Yenikoy'de bir apartmanda birlikte yasayabilmek..Ailemle ilgili anlatilacak cok sey oldugunu dusundugum icin bir kitap yazmayi bile dusunup,universite yilarinda birkac biseyler yazmaya baslamisimdir.Bana istedigim gibi davranmayanlarida kitapta seni kotu anlaticam diye tehditler savurdugumu iyi hatirlarim:)
*Istanbul benim icin yasanilasi sehir..Karis karis gezip;yillarca her vapura binisimden heycan duyup,butun kitapcilarinda dolasip,sehir disinda okumama ragmen,hafta sonlari butun tiyatrolarina gidip sehrin tadini en iyi cikaranlardan biri olduguma inaniyorum.

Sanirim baya biseyler yazdim,ben sona kaldigim icin mimlencek kimse kalmamis...
Lama'ya ve Kalimeero'ya tekrar tesekkur ediyorum,

Resim www.geocities.com 'dan alinmistir.

2/05/2007

Adil iki yasinda..

Acaba her yil ayni heycani tekrar tekrar hissedicek miyim:)? Adil o kadar hastaydi ki,zor anladi olanlari.Herkes gittikten sonra gelen hediyelerle oynamaya calisti..
Bende son iki gundur cok rahatsizlandim,aldigim antibiyotiklerle biraz toparlaninca cumartesi ve pazar gunu biseyler yapmaya calistim,iste soframiz; Butun arkadaslara birde burdan tesekkur etmek istiyorum,bu guzel gunde heycanimizi bizimle paylastiklari icin,guzel hediyeleriyle Adil'i sevindirdikleri icin.

2/01/2007

Hayat..


Herkese yeniden kocaman kucaklamalar,selamlar,sarilmlar,aglayislar,hasretler;
Artik yaz yaz nerdesin ama olmuyor,agac olduk,hadi ama baskilariyla gecen hafta baglanan internetimizle birlikte burdayiz..

Gecen haftadan beri blog blog geziyorum,Pinar hamileymis,Allah tamamina erdirsin cok sevindim:)Lama'nin logosunu cok ama cok begendim,tebrikler bujen!Iste dolandim durdum sayflarinizda neler var neler yok hesabi.Herkes birbirini mimlemis sobelemis yakalamis:)Berceste yuvaya donmus..Neyse siz zaten biliyorsunuz bunlari..

Biz neler yaptik,her hafta kendime biseyler ogutleyip onunla teselli olup,haftaya kadar islemiyince yeni biseyler buldum.Tabi bunlar neden kaynaklandi bir seyler yapmak icin adim attiginda binbir turlu engel olunca(belki adi mazaret,belki de gercekler) zorlanma,yilma,olur gibi laflar fayda etmedi bana.Neyse ben artik kesinlikle haftalik felsefelerimden sunu cikardim ki bizim hayatimiz(belkide benim),hep zor olucak,cunku hayat belkide bunu gerektiriyor,hep zannediyor ki insan biseyler bitince gecince rahatliycak guzellesicek.Hamileyken basliyor,agirlasiyorsun dogurunca cok rahatlarsin tavsiyeleri,dogum oluyor hele bir sutten kesilsin geceleri uyanmaz,hele bir okula baslassin,hele bir su sinavlari gecsin....Annem nerdeyse 60 yasinda ama hala bizim dertlerle dertli.Buket su uzmanligini bir alsaydi rahatliycaktik,su evin mutfagini bir yenilesek,catiyi yeniden yaptirsak..Iste hayat hep devam edicekti...Bunlar kotu mu ,degil?Sadece boyle olucagina inandirinca insan kendini birseyleri yapmak icin erteleme fikrinden kurtuluyor,oldugu kadarla o anda basliyor..

Simdi ben de burda ingilizce sinavlara hazirlanirken 2 yasindaki oglumla birlikte epey zorlanip,arayislara girdim.Aksam kursu baktim,olmadi,gunduz iyi bir kurs buldum Adil'e bakicak biri yoktu.Epey bir caba sarfettim olmadi,ama felsefemi cok tuttum ya hayat hep zor olucak ve hep zorluklar olucak Hulya dusuncesiyle gayretlerime devam ettim.Simdi iki hafta bile gidemedigim kursa devam edemiyip evde oldugu kadarla devam edicem,kismet..

Gurbette olmanin ne denli oldugunu bu sene iyiden iyiye hissettim.Annesiyle, akrabalariyla ayni ulkede,ayni sehirde hatta ayni apartmanda yasayanlarin ne luks icinde olduklarini farkettim.Annem'e epey bir sizlaninca vizeye basvurmaya ikna ettim,bakalim kismet..Birde boyle bisey onca yolu,masrafi goze alip gelmek istese bile sevdikleriniz gelemiyebilir,vize alamayabilir..

Haftaya Adil 2 yasinda olucak insaallah,her dogum gunu bana dogdugu gunu, ani, o an ki inanilmaz heycan ve mutlulugu hatirlatiyor,ve annemin yirmikusur yasinda bile bana pasta alip,hediye alip niye kutladigini daha iyi anlamami sagliyor..

Bu blog beni sevdilerimle bulusturan,konusturan,paylastiran bir yer oldu.Ne mutlu bana:)
Resim Muhittin Koroglu'na ait.