Annem geldi,hayatıma renk geldi diye şiirler yazasım var.Annem benim bitmek tükenmek bilmez ısrarlarıma dayanamadı geldi.Gelirken bütün renklerini yanında toparladı geldi.Öyle renkli ki bir anda köydeki Adıgüzel dayısını anlatırken,ordan mahalledeki Nebiyye teyzeye geçiyor.Kaybolan,zor geçen hayatları anlatıp duruyor.Eski defterleri açıp,kendince hesaplaşıyor.Çoğunda suçluyor kendini(bu da annemden bana,bende de Adil'e geçmiş huyumuz)Bir anlamda halleşiyor eskiyle,yaptıklarıyla,dedikleriyle.Bazen kızıyor,bazen üzülüyor.,bazen ağlıyor.Bazen öyle derin iniyorki,hiç ayrıntısını bilmediğim 40'i çıkmadan ,kucağında emziriken vefat eden Filiz ablamı ilk defa dinliyorum.Nasıl vefat ettiğini,nasıl gömüldüğünü,doktorun gelip kontrolünü,komşusu cami imamının annemi teselli edişini...1 yasında vefat eden oğlunu,neden vefat ettiğini,yokluğu,cahilliği..
Annemi şimdi,en çok şimdi en iyi anlıyorum.30'umu geçtiğim zamanda.Hayatın tam debdebesinde!Misafirliğe gitttiğimiz yerlerde,anneme övgülerimi dile getiriyorum herkesin içindeki sofralarda.Nasıl cesur,nasıl akıllı,nasıl başarlı olduğunu anlatıyorum .Şimdi böyle yıpranmışlığının zaruri sebebini söylüyorum.
Misafirliğe giderken,güzel parfümler sürüp,başörtüsü iğneleri takıyor,ne giyceğini seçiyorum.
Yağsız pişmiş sebzelerle oluşturduğum menüleri,sabah işe çıkmadan söylüyorum yiyeceği miktarlarla.
Her cumartesi tartının başında buluşuyor,verdiği her kiloya çocuk gibi sevinişine şahit oluyorum.
Annemle ben şimdi en çok birbirimizi anlıyor,şimdi herzamankinden daha çok birbirimizi seviyoruz..