3/22/2008

Ergenlik Bunalimlarimin Umudu..


Ben universte 3. siniftayken,yani 2000 senesinde depremden dolayi universite gec baslamisti,onceki oturdugumuz ev yikilmisti,yeni ev bulmustuk sehrin merkezinden uzakta ama saglam ve guvenli..Iki katli bahceli bir evdi,her seye isim takan ben-biz, evin adini "smile" koymustum,o zamanlar uzerinde smile yazan el ele tutusmus iki cop adam resimli rozetimden etkilenerek..


O ev cok guzeldi,bir suru balkonu vardi,kocaman terasi.Keyifle balkonlari yikardim,acayip hosuma giderdi.Evin bahcesinde ev sahibi,kayinvalidesi,akrabalar falan oturuyodu.Bahcede koyunlar ,tavuklar vardi,yasli teyze bize koyun sutunden yapilmis yogut verirdi,mutfak balkonundan uzanarak,o zamanlar kokardi koyunun her seyi bana tabi hayatta yemezdim,simdi olsa..:)


Ciceklere merak salmistim,Melikey'le muhabbet cicegi almistik,balkona ekmistik,lise sondan beri devam ede gelen arkadasligimizin buyuklugunu gormek icin.Sonra okudugum bir kitaptan kupe cicegini ogrendim,birde kupeli aldim kendime,saksinin dibine kucuk kagitlarla notler,mektuplar yazardim,ev arkadaslarim pek eglenirdi okudukca..sonra evin yolunda bir yer kesfettim,bahcelerinde o kadar kupe cicegi vardi ki,o evin adini da kupeli ev koydum.


Ferhan'in turuncu bir vosvosu vardi,sesinden tanirdim onu gormeden..Ferhan sabahlari beni almaya gelirdi Turuncuyla,torpidosunun kilidi bozuktu,pit diye aciliverirdi ansizin yolda.Torpidonun bu guzelligini sonralarda birbirimize aldigimiz hediyeleri icine koyarak kullandik,crunch cikolatayla sevgimizde o torpido sayesinde basladi,Ferhan'la sevgimizde o zamanlar olgunlasti...


Ev sahibimiz cok neseliydi,orta yasin ustunde tanidigim insanlardan en neseli olandi.Bize tatlilar yapar getirirdi ansizin gece yarilari,ciglik atardik sevincten,biz sevindikce pesi sira gelirdi tatlilar,kilolarimin ilk temelidir onlar da..


Birde komsular vardi,o semtte pek goremedikleri ogrencilerle tanisan..Sonra Sumeyye ile tanistim,bir alt sokakta oturudu,onlara giderken kosedeki bakkaldan tozlanmis cikolata,gofret alirdim her zaman O'na ve kardesine...Gittigimde babaannesi bana eriste veriridi,yeni yapilmis sutlac ikram ederdi..Eristeler taze,sirf yumurtadan yogruldu diye anlatirdi teyze,anlamazdim farkini..


Sumeyye o zaman Orta 3.sinifta,matematik ve kimya anlatiyorum ,zaten akilli kiz,anlattim mi anliyor.Arada kendi genclik heycanlarim,idealllerimden de bahsediyorum,bazen birlikte geziyoruz,evin en kucuk kiziyim,kardesim yok,kardesi olmak guzelmis hisleriyle dolaniyorum,pek seviyorum Sumeyyeyi..Mektup yazmanin ne denli heycanli oldugunu,kitaplarin altini niye cizdigimi falan da anlatiyorum...


Gencken cok farkliydim,simdi baktikca farkediyorum..Hic sevmedigim,anlasamadigim karakter hatirlamiyorum 23 yasima kadar,neyse bu guzel anilari simdinin buhranlariyla karistirmadan bitiriyorum...


Gecenler de asagida ki maili aldim Sumeyye'den,bana da orta yasimin umudu oldu...




merhaba,

aklıma geldikçe bana attığın e-postalardan boluga bakıyorum.neden bilmiyorum -yemek tarifleri dışında- okuduklarımda kendimi ağlamaklı buluyorum .yazdıklarından çokça hissedilen hasret anne sevgisi ve çocuk sevgisinden mi ki:))?adilin resimlerine her bakışımda maşallahlarım dilimde.senin çocuğun diye mi bilmiyorum çokkk tatlı gerçekten:)

okuduğum kitapları yeniden okumaya başladım unuttum diye:) zaman ne kadar çabuk geçiyomuş.temmuz 2002 tarihlli bi kitap geçti elime irfan öztürk mavi köyün efsanesi.tabi içinde senin imzan papatyalar bulutlar:)))))..onun üstünen bile 6 yıl geçmiş... ozamanlar saçmalayan kız cocuguydum.ne
kadar çok sabretmişsin bana :)(allah razı olsun)ben olsam defederdim başımdan herhalde bunalım bunalım dolaşaıyomuşum ozaman mantıklı geliyo şimdi düşününce..


hayatımda gerçekten büyük bi yerin var hülya abla ergenlik bulanımlarımın umudu:)nekadar çok yardımın dokunmuş bana kitaplar sohbetlerimiz duaların..çokk teşekkürler..

görüşmek üzere...hoşçakal:)

5 comments:

Anonymous said...

dosta, onun sevgisine, hatirasina en cok sende kiymet verildigini gordum. tarif edemiyorum..hepsi beka boyutlu dostluklar yasamani dilerim sevgili hulyalardaki hulya..bir zamanlar phoenix'ten gelmis gecmis, az da olsa guzel anilar birakmis hulya...
sefgiler

Anonymous said...

sevgili dostum hülya,
bugün blogunu okurken daha ilk cümlelerde içime birden bi hüzün çöktü..gözümden iki damla yaş.."depremden sonra iki katlı eve taşındık" dediğin gibi..aklıma çakan smile evi..ve hatıralar..bugünle o gün arasında yşadığım heyecan farkları, hayata ve olaylara ( şimdiki aklıma göre) o günkü gamsız yakarışlarımız vs. vs. o günlerin hatıraları çok tatlı..o günlerin kitapları, yolculukları, umutları...
Güzel paylaşımlarımız için sana birkez daha teşekkürler...:)

Anonymous said...

Selam arkadaşım,

Nasılsın? Adil nasıl?? Ömer?

Bloktaki yeni yazını okudum, sana çok kızdım doğrusu. Ne o çoluk çocuğa karışınca çabuk mu yaşlanıyor insan?? ne orta yaşı ya daha 28 yaşındayız hülyacım, orta yaş 35 ten sonra başlıyor. Alooooooo uyan biz daha genciz, sen genç ve güzel bir annesin.

Yalnız, her anı dolu dolu yaşayıp, sonuna kadar hissedebilen galiba bir tek seni gördüm ben biliyomusun. Ne diyeyim harikasın.

Hasretle ve sevgiyle....

Ferhanca said...

Hulya, orta yas arkadasinin dedgi gibi 35 degil 45 den sonra basliyor.
yok oyle eskiler gibi ben yaslandim demdek hem sizlere ne oluyor hayatlarinizin baharinda:))
Eski gunleri yadd etmek guzel en cokda kupeli ciceklerini sevdim, en iyi arkadasinin ismide benden:))
ayrica depremle o guzel gunleri harmanlayip yazmanada cok hos olmus hayata bakis acinin ne kadar mutlu oldugunu gosteiyor bir yandan..Adili op benim icin sevgiler..

Anonymous said...

ah hulyali arkadasim,
nerelere goturdun beni bilsen.... icim cok buruklasti birden... bugun kendime gelirmiyim bilmiyorum eskiyi dusunmekten.

iyi ki varsin, iyi ki seni tanidim...iyi ki yuregini gordum.... boyle yazmistin bana kursun kalemle, hediye ettigin kitabin basina ( kursun kalem samimiyet ifade eder demistin altina da) ben de o gunden beri samimiyetimi ifade etmek icin kursun kalem kullamdim dostlarima...

iyi ki varsin hulyali, iyi ki seni tanidim, iyi ki kalbini gordum....