4/04/2015

Dunyanin Pesinde

Gecenlerde bir sabah arkadastan sabah gelen text mesajina uyandim. Ruyasinda beni gormus,hizlica yazivermis gordugunun heycaniyla. Aylar oncesinden gelen obur mesajida simdikinin ustunde duruyordu. Onceki de buna benzer bir ruya mesajiydi.Hayir olsun diye cevaplayip birakmistim.Yeni mesaji okudugumda, bir oncekine benziyordu. Ruyalarin ozeti: ben dunyanin pesinde kosan,iyi isler yapanlara engel olan biriydim. Nasihet veriyordu,dogru diye onayliyordum ruyada.Mesajla da onayladim nasihati. Dunya gozumde cekilcek yer degil dedim,10 dunyaya,90 ahirete diye yaziverdim, sonra da ekledim "yaptigim kosusturmalar hep dunyanin pesindeyimisim gibi mi gozukuyor disardan dedim? Halbuki gozumde dunyanin tadi yok,ahiret olmasa su yapilcak islerinde cekilcek yani yok dedim. Mesaja cevap gelmedi. Demekki oyleymis diye ses etmedim bende.Bir sonraki ruyaya kadar yeni mesaji beklemey karar verdim.

Yaptiklarimiz,yapabilceklerimiz, ve yapmadikalrimizdan dolayi hesaba cekilcegimiz bir inanca sahibim.Yapilanlarin niyetlerinide yanlizca Allah ile kisinin kendisinin bilecegi gibi bir guzellikle donatilmis bir inanca hemde. Baslarda kendimi nasil izah ederim dusuncesi,insanlar beni nasil goruyor dusuncesi ile birlikte  ezmeye kalktiginda, o  sikintili donemlerden,beni kimsenin degil Allah'in gozundeki kiymetim nasil olmaliya surukleyen guzel bir gecise sebep oldu.



Calistigim yerlede kendimce yasadigim yanlizligi ve gurbeti kimselere anlatmama, bilhakis hep guzellikleri gorup onlardan bahsetme kendime verdigim en guzel hediye oldu. Blogda yazarkende hep bunlardan bahsettim. Bkz "Amerika'da Hayat".
 Sonra gitgide farkettim ki, hangi dinden hangi milletten olursa olsun bir suru insanla ayni ortak duygulari paylasabildigimi ayni ortak acilari hissedebiliyor daha da onemlisi paylasabiliyor insan.Bazen icimi yokladigimda, kendimi daha cok ortak duyguyu paylastigim,daha cok kabul gordugum, daha cok takdir edildigim insanlara daha yakin buldum. Bu tehlikeli sularmi gibi degisik paranolaylara kapildim. Turkler degil ama Amerikalilar benim daha yakinim olabilirmi ve bu bir vehametmiydi diye epey sorguladim.Sonra aklima burda buyuyen cocuklarimizin yasadigi,daha da cok yasiyicagi ikilemler, duygular,ansilmazliklar,kendini anlatamamalar gelince iyce iclendim. Cocuklarimizi farkli bir kulturde,kendi kulturumuzun ozunden kopmadan buyuturken, o dengeleri kurabilcekmiyiz diye epey kafa yordum. Buyuyen gencler , genclikte olan "hic kimse beni anlamiyor zaten" duygularini, burda buyuyor olmalarina nasil bagliycaklar diye de dusundum. Kosturup, emek sarfeden, ogrenen cocuklarimiza, omuzlarina pit pit aferin diye vurmak yerine,ruyalarimizda dunyanin pesinden giderken buldum seni evladim mesajlarimi yazicaz yoksa diye dusunerek butun haftayi gecirdim..
Hissettiklerimi en yakin arkadaslarimla paylasmaya calistigimda,sadece burda baska bir eyalette yasayan ve calisan,universiteden tanidigim  baska bir arkadasin LOL yazarak baslayan yorumu hayata geri getirdi..

3/31/2015

Hobi

Lise son sinifa giden ogrencimle konusuyorum. Universte basvuru zamanlari bitti, 4 yillik okula gitmiycegi kesinlesti.simdi neler yapmayi planliyorsun diyorum..Bilmiyorum diyor.. Calisiyormusun diyorum,gulumsuyor. Babamla bir kac kere insaata gittik calistim,cok zordu,belim agridi diyor....Bir yandan postadan gelmis,ne oldugunu anlamamis zarfini uzatiyor.Bu nedir diyor?Ulkude acil bir durum cikmasina karsi askere gidebilceklerin listenin tutuldugu form diyorum,adini adresini yazip yollamak lazim diye okuyup,anlatiyorum..Formu dolduruyoruz,zarfa koyuyorum, cuzdanimdan bir pul cikarip yapistiriyorum kosesine,endiselencek bisey yok diye ekliyorum.

Annesini soruyorum,sagligi nasil diyorum..daha iyi diyor,yuzume degil,uzaga bakiyor..Daha iyi diye sessizce soyluyor,zor duyuluyor sesi,sessizligi..Kendimi anlatiyorum,babami kanserden kaybettigimi,11 yasinda oldugumu pat diye paylasiveriyorum.Basini kaldirip ilk defa o zaman bakiyor yuzume.Uzuldum senin icin diyor..Babami hastaneye goturdugumu, aslinda bir suru vakit geciridigimi ama geciridigim vakitlerin anlamini anlamiycak kadar kucuk oldugumu soyluyorum.
Oturdugu yerden biraz daha omuzlarini diklestirerek dogruluyor,daha ilgilenerek dinliyor.Yasimin kucuklugu gostermek icin o arada yanimizdan gecen 6. sinif cocuklarini isaret ediyorum,iste bu kadardim diyorum..Artik ortak birseylerimiz olduguna ikna olup,daha yakin davraniyor,ses tonundan hemen anlasiyor..2 saat otobusle annesini hastaneye goturdugunu yaziyor..Hem okuyup hem calismak istedigini soyluyor.Sanki ondan daha umutsuzum,icimde hersey kirik dokuk.Ama profesyonel olabilmenin gururuyla plan yapalim diyorum,surdan basliyalim,sunlara bakalim diyorum..

Degil Turkiye'nin ucra kosesinde yasadiklarim,Los Angelas'in merkezinde..Masterdaki ilk hocam siki siki tembih etmisti,herkesi kurtamiycak bir counselor oldugunuzu unutmadan bu ise baslayin diye..Okulda duyduklarinizi eve tasimamak icin hobiler bulun demisti...Hangi hobi bu duyduklarimi unutturur bilemedim..

2/24/2015

Ambulans

Azra yilbasindan beri bir hasta bir iyi.. Bir turlu tam olarak iyilesemedi.  Oksuruk geliyor,ates oluyor  doktora gidiyoruz, diyor bogoz kultur testi temiz bu cok yaygin simdilerde virus, tavsiye raw honey,ginger. steam bath ...deniyoruz, biraz geciyor sonra yeniden..Bu boyle bir iyi bir kotu 2 ay devam etti.

Gecen iki hafta once isten eve geldigimde Azra uyuyordu,-cok huyu degil o saat-. bir baktim atesi var. Hemen uyandirip yikadim,corba icirdim. Klasik calisan anne duygulariyla kendimi uzmeyi de ihmal etmedim. Aksam okulum vardi,ilk defa devamsiliz yapmaktan kacinmadim.

Sabah ise gitmek icin hazirlanirken Azra'nin kusmasiyla acile gitmeye karar verdik. Bilenler bilir,Amerika'da acilde bekleme olayi 2 saatlere kadar cikabilir. Yolda kendimce plan yapip cocugu kucaklarim,cok acil diye bagiririm diye saclamadim kafamda. Neyseki gittigimizde kimse olmadigindan ve atesi 103.7 oldugundan hizlica iceri girdik. Hemen ustu degisip serum takildi, kanindaki oksijen degerini ve tansiyonunu olcen alet itina ile yerlestirildi.Kan testi alindi. Kan testi sonucunda vucudunda enfeksiyon oldugu ama nerde oldugunu bilmediklerini soylediler, hemen antibiyotik verdiler. Bu arada esimin gitmesi gerekn cok onemli isi oldugundan ona sen git,ben arkadaslardan birini arayip beni eve goturmesini rica ederim dedim. Azrayi oyalamak icin eldivenlerden "Bear Family" yapip, acligimi bastirmak icin hastane krakerlerini kemirdim.


Idrar testinden sonra doktor gelip Azra'nin bobrek enfeksiyonu oldugunu, yasi cok kucuk oldugu icin endiselendigini,gittigimiz yerde cocuk bolumu olmadigindan bizi yarim saat uzakliktaki hastaneye sevk ediceklerini soylediler. Esim aradi, o gun bitirmesi gereken isini bitirsin diye hastaneye gecicegimizi ona soylemedim.

Ambulansa binip cocuk bolumun oldugu hastaneye gectik,Azra'nin atesi o kadar yuksekti ki once titreme geldi, Hemsire biraz daha bekliyelim dedi. Ilac etkisi gostermeye basladiginda yanma hissi baslamisti,ambulansin icine bindik. Cok sicakti. Azra'da hem atesin etkisi hem de bekleyen ambulansin sicakligiyla anne bu ambulans yaniyor yaniyor diye diye uyuya kaldi yolda..Yasadiklarimizin ciddi bisey olmamasi icin yolda dua ettim,bu yasadiklarimizi belki kalici hastaliklar icin surekli yasayan insanlar aklima gelip onlara daha cok dua ettim..

Hastaneye geldik,hemsireler Azra'ya ismiyle hosgeldin dedi,odaniz hazir dedi...


*devam edicek




1/31/2015

How well do you know about your own culture?


Ödevim için okuduğum ders kitabında değişik kültürlerden Amerika'ya göç etmiş insanların özellikleri,onlara bir eğitimci(School Counselor) olarak nasıl yardımcı olabileceğimizi okuyordum. İlk olarak öğrencilerin geldiği kültürü, tarihi,dini hatta aile yapısının özelliklerini öğrenmeye çalışarak başlıyoruz.

İyi bir "School Counselor" in bilmesi gereken en önemli özellik öğrenicin geçmişini iyi okuyabilmesi. Öğrencinin bunu bize anlatmaya ne bilgisi ne de vakti yetmiyeceğinden bizlerin eğitimci olarak buna önceden vakıf olmamız isteniyor, Öğrenci bizim yanımıza  hangi sebepten dolayı gelirse gelsin,ona ailesiyle ilgili ya da dini tercihleri ile ilgili soruları büyük bir özenle sormamız öngörülüyor. O andaki yaşadığı tramva ya da sorunun geldiği kültürden izler taşıdığını hiç bir zaman akıldan çıkarmamamız tavsiye ediliyor.

Kitabın Müslümalarla ilgili kısmını okumaya başladığımda aslında kültürün içinde olduğumdan mı yoksa üzerine hiç düşünmediğimde mi bilmiyorum, bazen hayret , bazen garip bir burukluk içinde buldum kendimi. Müslümanların Amerika'ya geliş tarihrinden, ilk nasıl gediklerinden, geldiğinde yaşadığı bir dolu zorluktan bahsediliyor.Ama bana en ilginç gelen bizlerin kendi ülkemizde büyük bir "collective/ortaklaşa" duygular ile büyütüldüğümüzü, halbuki Amerika toplumunda "individualışm"(kişisellik) hakim olduğunu yazıyor kitap. Gelenlerin ilk bakışta burada ki hayatı ve insanları çok bencil bulduğunu okuyunca kendi deneyimlerim ve anılarımla birleştirebildim okuduklarımı. 

Genelleme yaparak birçok Müslüman kadının çalışmıyarak  günlerini evlerinde kendi arkadaşlarıyla(ortak dili paylaştığı), kendi dillerindeki film/dizi ve haberleri dinleyerek geçirdiğini okudum. Genelde babaların çocukların asimile olma endişelerinin daha yüksek olduğunu ve  Müslümanların "Authoritarian Parent/Otoriter ebeveyn" ler olduğunu yazıyordu. Müslümanlar için senede bir defa geleneksel olarak yapmaya çalıştıkları "memleket" ziyaretlerinin çok önemli olduğunu,bütün bir sene maddi manevi bütün enerjilerini bu ziyaret için harcadıklarını,hediyeler biriktirdiklerini,hediyeleri ailelerine ve akrabalarına götürerek onları mutlu etmeyi istediklerini ama aslında onlara başarılı olduklarını ispatlama yollarından birinin de bu olduğunu yazıyordu.

Geçenlerde kendimi Adil' in pek masumca yaklaşan doğum günü için tekrarladığı beş kuruşluk hediye isteği için  şöyle bir konuşma yaparken yakaladım.
"oğlum, hep kendini düşünüyorsun! Hep benim istediklerim, benim sevdiklerim diyip duruyorsun! Bazen biraz da bizi düşün. Anneni,babanı...."

Başka bir ülkede yaşadığımız için mi kendi kültürümüzün ve değerlerimizin üzerine kafa yorabiliyoruz emin değilim? Bunu pekce urkerek ve kisik sesle yaptigim ortada. Elestirisel bakis acilariyla buyutulmedik. Olani sorgusuz sualsiz kabul etme mantigiyla egitildik okullarda.Ne kadar biliyoruz kültürümüzün inceliklerini. Eleştiri yapabiliyor muyuz? Yapıcı/kalıcı yorumlar yapıp hayata geçirebiliyor muyuz peki? Bu konular uzerine kafa yorup soyle stressiz, hoşça sohbetler ediceğiniz birkac arkadasiniz var mi etrafinizda?


1/26/2015

Yazmak hayatta kime iyi gelmemis ki?


Calistigim lisede ogrenci ogretmen liskilerinden , calisanlarin birbirleriyle olan iliskisindeki ozene ve profesyonellige hayret kismini hala gecemedim. Gecenlerde esim,hayret etmeyi birakip artik benim de ogrendiklerimi hayata gecirmem gerektigini soyluyordu.

Amerikan tarihi dersine giriyorum. Okula yeni ogrenmeye hevesli ogrenciler gibi heycanla gidebilmenin sukrunu verebilmeyi tam manasiyla becerebiliyormuyum emin  degilim.  Tarih hocasinin nasil oluyordu konunun ortasinda elini kaldirip soru soran cocuga soz hakki vermek icin her seferinde yuzune bir tebessum olusturabildigini  hayretlerle izliyorum. Biyoloji ogretmeninin sinifin ortasinda kendince guc savasina girdigini sanan 15 yasindaki ogrenciye, cevap vermeyerek asil gucun  susmakta oldugunu ogretiyor olmasina  sasirmaktan kendimi alikoyamiyorum.
Butun bunlarin disinda aldigim dersler var birde. Ikinci donem basladi bile masterda,bu 3. dersim. Farkliliga saygiyi ogrenerek basladigimiz derslerde,simdilerde farkliligin ne oldugunuda bilmenin tadina variyorum. Aslinda kendi kulturumu de egitim sistemini de disardan ilk defa elestiresel profesyonel bir gozle gorebilmenin degisik ama acimsi tadina da.Sonra kendimce ,kendime roller bicip dikiyorum.Ismimle mahfuz olan hayaller kurmaktan geri duramiyorum.


Gecen donem bir derste,hakkinizda bilmedigimiz ilginc birseyi sinifla paylasma oyunu vardi 5-10 dakikalik. Hakkimda soyliyecek hic ilginc birsey bulamanin kasveti yedi bitirdi beni. Galiba ilginc biri degilim diyerek,sozlerime basladim,ilginc olmayan bir kac sey mirildandim. Bu donemki derse de hoca,herbiriniz cok kuvvetli hobileri olmasi lazim sozleriyle basladi. School Counselor olmanin dugusal olarak cok agir bir yuku var dedi. Bazen duyduklarinizin agirligindan cok yoruldugunuzda, evinize onu tasimamak icin hobilerinize siginmaniz gerekicek dedi. Kendimizi tanitip, hobilerini saydi sinif arkadaslarim. Yemek pisirmek diyenler buyuk ilgi gordu. Halbuki yemek pisirmek bizde hobi degil gorev saydigimizdan onu soylemek icimden bile gelmedi.Sira bana gelince blog yazdigimdan bahsettim. Ilk baslarda yanlizliktan olmek uzere oldugumu hissetigim Utah’da 2006 yillarinda evde pisirdigim yemekleri resimleyerek basladigimdan,sonrasinda yazmanin bana iyi geldiginden. Cocuklarim buyudukce Amerika’da yasayip egitim sisteminin icinde olmaktan,cocuk buyuturken,calisirken  yasadigim kultur zenginliginden,kendimce kesfettigim guzelliklerden , farkliliklardan  bahsettigimi de yazinca dersin profoseru cok heycanlandi. Bu yaptigin cok basarli,gurur verici dedi. Master tezi olarak bile ilerletip kullanabilcegimi soyleyince,arabayi son hiz surup sevincle eve geldim. Yine yeniden bilmem kacinci defa Amerika’da  su koca okyonustaki kucucuk blogumu ve kendimi kesfedilmis hazine sanmanin hazziyla gulumsedim durdum..


*Universtede de bu donem hocamiz,esiyle yasadigi ciflikten %100 organic yapip getirdigi receller ve sicak ev ekmegi. Her hafta derse yeni tatlar geliyor..